ÜRETİMDE DİKKAT EDİLECEK UNSURLAR
Yıl boyunca heyecanla beklediğimiz üretim sezonu kanarya üreticilerinin ,daha güzel ,daha kaliteli ve değişik renklerde yavrular üretecekleri umuduyla dolup taştıkları zaman dilimidir.
Üretim sezonu kanaryaların tüm enerjilerini yavru üretimine harcadıkları bir dönem olmasından dolayı senenin en zor dönemidir;Özellikle de dişi kanaryalar için. Doğa öyle bir düzen kurmuştur ki eğer kuş formda değil ise o sene fazla yavru vermeyecektir.Tüy döneminde özensiz bir bakım ve üreme sezonuna girişte ne kadar özen gösterilirse gösterilsin istenilen sonucu vermeyecektir.Yıl boyunca yapılacak doğru bakım başarılı bir üretim sezonu için en önemli anahtardır. Yetiştirici ilk önce ihtiyacını belirlemeli, hangi ırkı besleyeceğine karar vermeli. Eğer amaç sadece yarışmalar için kuş yetiriciliği yapmak ise farklı türler yerine, sadece bir veya iki ırk yetiştirmek daha mantıklı olacak ve başarımıza yardımcı olacaktır.Kuş satın alırken kuşların ırk özellikleri araştırılmalı ve kuşların bakıcı özelliklerinin ne derecede olduğu öğrenilmelidir, ona göre kümes ve kafes seçimi yapılmalıdır. Kuşun sağlığı tüylerinde gizlidir. Sağlıklı bir kuşun tüyleri parlak ve temizdir.
Işıklandırma
Işık üretim sezonunun en önemli faktörlerinden biridir.Tüy dökümü boyunca ışıklar, sabah 8 den akşam16 ya kadar ayarlanmalı ve böylece kuşların bol bol dinlenmeleri sağlanmış olur. Üretim sezonu başlamadan önce ışıklandırma süresi artırılmaya başlanır.Bu üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur.Doğada kuşlar günde 2 dakikalık bir ışık artışı ile sezona hazırlanırlar. Eşe atılmadan önce kuşların günde minimum 13 saat ışık alıyor olmaları sağlanmış olmalıdır. Günde 2 dakika ışık süresini uzatmak pek pratik olmadığına göre, ayarlamayı haftalık veya on beş günlük olarak düzenleyebilirsiniz.Işık süresine çok hızlı değişiklikler yapmak kuşları tüye sokabileceği için dikkat edilmelidir.Tabi bütün bu yazılanlar suni ışıklandırma kullanıldığı zaman uygulanabilir ve bunun için piyasada yararlanabileceğimiz cihazlar mevcuttur.
Bu arada doğru ışık kaynağı kullanmakta çok önemlidir. Gün ışığına en yakın lambalar (Akvaryumcularda bulunabilen ultraviole flüoresanlar en uygunları gözüküyor.) tercih edilmelidir. Bu konuda yapılan araştırmaların hepsinde normal lambalar altında barındırılan kuşlarda dişi ve erkek genital organların normale göre küçük oldukları gözlenmiş ve hatta normal ışıklandırma ortamında üretilemeyen bazı kuş türlerinin de doğal güneş ışığına yakın ışık veren ortamlarda üretilebildiği gözlenmiştir. Bunun sonucunda daha çok kalsiyum emilimi,daha parlak ve doğal renkler,daha başarılı üretimi sağlamak mümkün olacaktır.
Kalsiyumun daha fazla depolanması sonucunda yumurtlayamama problemleri ile de daha az karşılaşılacaktır.
Kuş odasında gece lambası kullanılması da çok faydalı bir uygulamadır. Tasarruflu lamba diye adlandırdığımız lambalar ,kuşların rahatça uyuyabilecekleri bir ortam sağlamanın yanında bir şekilde yuvadan ayrılacak olurlarsa yuvayı kolayca bulabilmelerini de sağlayacaktır.
Araba farlarının da direkt olarak kuş odasına gelmemesinin sağlanması da önlenmelidir.Bu durumda kuşlar yuvadan kalkabilir ve hatta bazıları sağa sola çarparak yaralanabilir.
YIL BOYUNCA IŞIKLANDIRMA SÜRELERİ
1 Ocak: 12,5 Saat
15 Ocak: 13 Saat
1 Şubat: 13,5 Saat
15 Şubat: 14 Saat
1 Mart: 14,5 Saat
15 Mart: 15 Saat
1 Nisan: 14,5 Saat
15 Nisan: 14 Saat
1 Mayıs: 13,5 Saat
15 Mayıs: 13 Saat
1 Haziran: 12,5 Saat
15 Haziran: 12 Saat
1 Temmuz: 11,5 Saat
15 Temmuz: 11 Saat
1 Ağustos: 10,5 Saat
15 Ağustos: 10 Saat
1 Eylül: 9,5 Saat
15 Eylül: 9 Saat
1 Ekim: 9,5 Saat
15 Ekim: 10 Saat
1 Kasım: 10,5 Saat
15 Kasım: 11 Saat
1 Aralık: 11,5 Saat
15 Aralık: 12 Saat
Üretim Öncesi
Muhtemel yavru mevsimi şubat ve mart aylarıdır. Kuşların kış dinlenmesinden çıktıkları düşünülerek yetiştiriciler kuşları hemen eşe atmak isterler. Asıl konu kuşların sadece yem ile formda tutulamayacağıdır. Bu soğukta duran kuşlarımızdan çok şey beklemek demektir. Salmada duran kuşlara ezik yulaf, kalın yem ve nijer ağırlıklı karışık yem ve yumurta mamasıyla beslenmesi tavsiye edilir.
En az eşe atmaya 2 hafta kala erkekler ayrılıp tırnaklar kesilmelidir.Uzun tırnaklar yüzünden bir sürü yumurtanın delinmesi ve yavru kayıplarının önlenmesi açısından bu noktada çok önemlidir.
Önceden tek kafeslere ayrılan erkekler genellikle salmadan yakalanan erkeklerden daha formda olurlar. Tırnakları kesildikten sonra erkeklerin altlarına bakılıp hazır olup olmadıkları kontrol edilir. Erkekler eşe atılmaya hazır oldukları zaman altlarının kızarık ve L veya kanca gibi olduğu gözlenir.dişilerin altları ise daha yuvarlak ve düzdür.Bu esnada genç dişilerin erkeklerle karıştırılmaları da bazen mümkün olmaktadır.Erkekler iki hafta tek tek kafeslere ayrıldıktan sonra sıra dişilere gelmiştir.Erkeklerin yanına atılmadan evvel dişilerinde tırnakları kesilmelidir.Dişileri eşe atmadan evvel altlarının şiş,yuva yapmaya istekli olduklarından emin olmalıyız.Hazır dişilerin kafeste kağıt parçalarıyla yuva yapmaya çalıştıklarını da görürüz. Yumurta verimi için Yılbaşından itibaren haftada 1 kere; eşe atmadan 1 ay önce haftada 2 kere aşağıdaki ilaçlar hayvanların içme suyuna verilir.
İnjikom-E 2lt. suya 5cc.
Catasol 2lt. suya 10cc.
Yuvalar
Piyasada çok çeşitli yuva örnekleri bulunmaktadır.İçlerinde keçe kullanmanın yumuşak bir zemin yaratmada ve yavruları sıcak tutmada faydalı olduğunu söyleyebiliriz.Keçeleri bir yapışkan yardımı ile veya bir tel yardımı ile yuvaya sabitlemeliyiz.Yuva malzemesi olarak kıl,keten ip gibi malzemeler kullanılabilir, fakat ince malzemelerin yavruların ayağına dolanarak sakat kalmalarına neden olabilirler.
Yumurtalar
Eğer kuşların her ikisi de formda ise dişi, 2-7 gün içinde mavimsi renkte yumurtalar yumurtlayacaktır. Her gün yumurta alınıp yerine yalancı yumurta bırakılır(Bu işlem yumurta kabuğunun yeterince sertleşebilmesi için sabah saat 8 gibi yapılmalıdır.).Yumurtalar alındıktan sonra genişçe bir saklama kabına alınmalı (Gölge bir yerde). Dişi 3. yumurtayı yumurtlayınca, tekrar gerçekleriyle değiştirilir ve böylece bütün yumurtaların aynı günde çıkmaları sağlanmış olur.Son yumurtadan sonra erkekte tercihe göre dişinin yanından ayrılabilir.Dişi 3 veya daha fazla yumurta yapar.Yavrular 13-14 üncü günlerde çıkmaya başlarlar.Son yumurta diğerlerinden biraz farklıdır.
Rutubet oranının düşük olduğu dönemlerde yavrular çıkmadan bir iki gün evvel dişiler ılık su ile bir sprey yardımı ile ıslatılabilir veya banyo verilebilir.Böylece yavruların yumurtadan çıkarken yapışıp ölmeleri önlenmiş olur.
Yumurta maması
Dişler ,yavru büyütebilmek için normal yemlerinin dışında mamaya da ihtiyaç duyarlar.Haşlanmış(katı) yumurta rendelendikten sonra hazır mama ile iyice karıştırılır.Mama taze olarak yapılacağı gibi, bir iki günlük ihtiyaç hazırlanıp buzdolabında da saklanabilir.Tabi verilmeden evvel oda ısısına gelmeleri beklenmelidir. Dişilere yavru besledikleri sürece en ideali günde 3-4 sefer tüketebilecekleri kadar mama vermektir.Mamanın üzerine haşhaş tohumu serpmekte faydalı olur. Mama kaplarının da günlük temizliklerinin yapılması bakteri üremesi için uygun bir ortam oldukları için çok önemlidir. Annenin hastalanıp yavruları terk etmesi veya yavru ve ana ishalleri genellikle mama kaplarının hijyen eksikliğinden kaynaklanır.
Bilezik takma
Düzgün kayıt tutabilmenin en kolay yolu bilezik takılarak sağlanabilir.Ayrıca yarışma kuşları için bilezikli olma zorunluluğu bulunmaktadır.5 gün veya yaklaşık yavrular gözlerini açtıkları zaman bu iş için en uygun zamandır. Resimli bir şekilde görmek için tıklayın.
İkinci yuvalar
Yavrular 15 günlük olunca dişi tekrar yumurtlama isteği gösterir.Erkek ayrıldı ise dişinin yanına atılır ve 2. bir yuva kafese yerleştirilir. Yavrular 19-20 günlükken dişi tekrar yumurtlamaya başlar.yavrular 21 günlük olunca artık anneden ayrılabilecek çağları gelmiş demektir.
Yavruların ayrılması
Yavrular erkekle birlikte küçük bir salmaya alınırlar.Tünekler alçağa takılır.Günde 3 sefer mama verilir. Bir hafta sonra mamanın üzerine tohumlar serpilebilir.Yavaş yavaş mama azaltılır ve günde bir kereye düşürülür.Bu geçiş dönemi 3 haftayı bulur.Bu arada çimlendirilmiş tohumlarda verilmelidir.
Genetik kuralları aklımızdan çıkarmadan üretim yapmalıyız. Amacımız örnek kuşlar yetiştirmek olmalı herhangi iki kuşun yavrusunu almak değil.
KAFES VE SALMALAR
Kuşların üretilmesinde ideal boyutlar:
Derinlik(35 cm): Bu sayede kafes daha çok ışık alır, köşelere kadar ışık girer dolayısıyla verimi olumlu etkiler ve derinliği az olduğundan, kuş tellere yakın olduğundan kuşların güzelliği, iriliği ortaya çıkar, seyri zevkli olur.
Genişlik:En az 70-80 cm olmalıdır. Çünkü kuş kafeste derinlik veya yükseklik yönüne değil sadece enine doğru hareket eder. 50x50x50 ebadında çok geniş ve yüksek gözlerde kuşların mutlu olabileceğini düşünmek doğru değildir. Aynı zamanda bu 80 cm gözlerde 2 ye ayrılabilmelidir. Yavru zamanında eşleri birbirine aşık etmede ve yavruları ayırıp annenin tüyleri yolmasını engellemede kullanılır.
Yükseklik: 40 cm idealdir. Çünkü bizlerde salmalar genelde 4 katlı olduğu için daha yüksek olması tavsiye edilmez. Çünkü en üstteki ve en aşağıdaki kuşların gözlemini yapmak oldukça zordur. 30 cm sehpanın üstüne 1.60 cm 4 katlı salma, toplam 1.90 cm, bir insan boyu kadardır.
Kafesin iç renginin açık mavi veya açık yeşil olması da tavsiye edilir. Görünüm ve verim açısından tabanına yarım tavla zarı büyüklüğünde gürgen parçaları da serebiliriz.Talaş uçtuğundan tercih edilmez. Bu minik tahta parçalarını kuşların hareketleri de dağıtmaz, bu tahta parçaları kuşların pisliğini hemen emdiğinden aynı zamanda çok sıhhidir. 3 ay boyunca hiç değiştirilmese de olur.Verim almak istiyorsak elimizi mümkün olduğunca kafesin içine sokmamalıyız. Normal standart kafes 6 kapılı olmalıdır, bu kapılar dışardan yem ihtiyacını giderebilmemiz içindir. 1. kapı yumurtalı mama veya meyve içindir. 2. kapı karışık taneli yem için, 3. kapı 365 gün devamlı verilen yulaf için, 4. kapı tabanda kırık tahta serili olduğundan, hayvanların taş ihtiyaçlarını giderebileceği ?grift? dediğimiz taş için kullanılabilir.Bu taşların kafeste bulunması kuşlarınızın sağlığı için mutlaka gereklidir, Çünkü kuşlarda diş yerine taşlık vardır.Bu taşlıklarında yediklerini bu ?grift? sayesinde öğütmüş olurlar, aldıkları gıdadan maksimum faydayı sağlamış olurlar. İkinci faydası da yem tüketimi bu sayede yarı yarıya düşer. Çünkü taşlık iyi görev yaptığından 1-2 tane yem ile kuş iyice sindirim yaptığından doyuma ulaşır. Eğer bu taşlar olmazsa kuşlar fazla yem tüketerek sindirim sistemlerini bozarlar. CeDe Mineral bu hususta en iyi etkiyi sağlar. 5.ve 6. kapılar ise yuvaları asmak için kullanılır.
Tünekler: En az iki adet tünek olmalıdır. Yukarıdaki köşeleri yuvarlatılmış ve düz, aşağıdaki ise yuvarlak tünek olmalıdır bu sayede hayvanların ayaklarını tek düze basmaktan kurtarırız. Aynı zamanda yukarıdaki düz tünek eşleşme için idealdir. Yukarıdaki tünek ile tavan arasında en az 20 cm fark olmalıdır. Kümeste yavruları ve tüydeki anne babaları koymak için büyük salmalar olmalıdır.
KUŞ ODASI (KÜMES)
Kuşları eşe atacağımız ortamı seçerken şunları göz önüne almalıyız.
Büyüklüğü: Eşe atacağımız çift sayısı ile kümesin büyüklüğü ile orantılı olması gerekir ufak bir yere 50 çift kuş atılırsa onlardan verim beklememiz hayal olur. 20 metre karelik normal tavan yüksekliğinde bir yere 30 çift (maximum) kuş atmamız hayvanlarımızın sağlığı açısından uygun olur.
Havalandırma: Olabildiğince fazla tek yönden havalandırma penceresi açılmalıdır. Kışları soğuk girecek endişesi ile pencerelerin devamlı açılıp kapanması yanlış bir tutumdur. Kümesteki hava mümkün olabildiğince temiz tutulmalıdır.
Temizliği: Kümesi temizlerken fırçayı çok yavaş kullanıp toz kaldırmamalıyız. Çünkü kafeslerden uzaktaki mikroplar tozlarla kuşlara zarar verebilir. Aynı zamanda yavrular kalktığında, sezon sonunda muhakkak genel temizlik yapılmalıdır.
Isı: Kümes direk ışık görürse gece ile gündüz arasında ısı farkı açılır. O yüzden muhafazalı kümes ısı faktörü için gereklidir. İlk başlarda ısıtıcı kullanmak istemesek bile, buna mecbur kalabilme ihtimalini göz önünde bulundurarak, ısıtma sistemini kurmalıyız.Çünkü kanaryanın ideal yaşam ısısı 20 derecedir. Mart ayı özellikle hayvanlarımız açısından oldukça riskli bir dönemdir. Bu dönemde ısı bizim için mutlaka gerekli olacaktır. Çünkü 15 derece düşük sıcaklıklarda büyüyen yavruların, yavru ishalinden ölme ihtimali yüksektir. Yalnız yapay ısıtıcıyı çalıştırdığımızda, kümesin havasını kurutma ihtimalini de göz ardı etmememiz gerekir. O yüzden ?hidrometre? (nemölçere sahip olmamız gerekir.
Dezenfektan: Kümesin ortasında hava akımının olmadığı bir yere ?Strips? (Bit mücadele ilacı) 6 haftada bir Ardap ile kümes ve kuşlar kafesler dezenfekte edilir. Ardap bitleri engellediği gibi, bilinen en iyi bit mücadele ilacıdır. Senede bir kere (yavrudan sonra olabilir) Mümkünse kuşlar başka yere taşınarak sözgelimi 20 metrekare bir kümes için bir Ardap ın tamamı sıkılarak kümesin camlarını kapılarını 3 gün kapayarak genel mikroplara karşı mücadelede başarılı olabiliriz. Kümeslerinin girişlerine tabla içersinde kireç koyan üreticilerde vardır ancak bu davranışları doğru değildir, Uçucu toz halinde olan kireç hayvanlarımızın sağlığını tehdit edebilir. Bunun yerine leğenin içine sünger koyularak onun üzerine Vanodin (1 litreye 1 kapak ) dökülmeli ve kümese giren çıkanlarda ayakkabılarını bunun üzerine basarak girmelidirler. Gene aynı oranlarda Vanodinli suyla haftada 1 kez kümesin içi püskürtme yoluyla dezenfekte edilebilir. Yalnız bu yöntemi de sürekli olarak kullanmamız mikropların bağışıklık kazanmalarına sebep olabilir.
Kanaryaların Üretimi Hakkında
Detaylı ve Açıklayıcı Bir Yazı
1.Kanarya Üretiminde Dikkat Edilecek Konular:
1- Üretim dönemi mart ve nisan ayları arasındadır.
2- Başlangıçta pahalı ırktan bir kanarya seçmeyin.
3- Tünekte uyuklayan, tüyleri kabarık, anüs çevresine dışkı bulaşmış kanaryaları çiftleştirmeyin.
4- Dişi ve erkek aynı boyda, benzer renklerde olsun.
5- Dişi kanarya genç olmalı. Uzun ve kıvrık tırnaklar, pullu ayaklar, dişinin yaşlı olduğuna işaret eder.
6- Çiftleştirdiğiniz kanaryalar tüy dökümünde ise bu dönem sonuna kadar, onları aynı kafeste tutmayın. Tüy dökümünden yeni çıkmış dişileri almayın.
7- Erkek kanaryalar, dişilerden daha önce çiftleşmeye hazır hale gelirler. Sürekli öterek dişinin dikkatini çekmeye çalışırlar. Eğer dişi bu ötüşlere karşılık veriyorsa, çiftleşmeye hazır demektir.
8- Yuva yapmasını bilmeyen dişiler, hiç beklemediğiniz anda yumurtayı kafesin tabanına bırakabilirler.
2.Erkek Ve Dişi Seçimi:
Erkek ve dişi kanaryanın sıhhatli olması lazımdır. Sağlıklı bir kanarya hareketli olur, tüyleri parlak ve vücuduna sıkı olarak durur. Tüyler dağınık yani tüy dökümü devresindeki gibi az ve yumuşak olmamalı, kuş tüylerini kabartmamalıdır. Gündüz vakti başını kanatlarının altına koyup uyumamalıdır. Kanaryanın altına, tüylerinin üflenip de bakıldığı zaman derisi pembe ile kırmızı arasında olmalıdır. Karın derisi siyahlaşmış veya bağırsakları siyah olarak görünüyorsa bu kanarya rahatsızdır üretime alınmamalıdır.
Erkek kanaryanın, eş zamanı geldiğinde altına bakıldığında fidik olarak, dişininki de arkaya yatık olarak durur. Erkek kanarya kızıştığı zaman ötüşü kuvvetli olur. Hatta kafesin tellerine asılıp orada da ötüşünü devam ettirir. Dişinin kızgınlığı erkeğin ötüşüne cevap vermesi ve kafeste bulduğu kağıt, tüy ve çöp taşımasından belli olur.
Eşe atılacak kanaryalarda istediğimiz özelliklere göre yavru almak için ana ve baba seçimi önemlidir. Renklerde çaprazlama yapmak daha sıhhatli yavrular almamızı sağlar.
3. Eş Zamanı:
Kanarya normal olarak bahar zamanı eşe atılır. Bu ülkemizde bölgelere göre Ege ve Akdeniz bölgesinde MART ayında diğer bölgelerde NİSAN ayında, soğuk bölgelerimizde ise MAYIS ayında olmaktadır. Teknolojik gelişme sonucu insanoğlu bahar ortamını yaratabildiği zaman, mevsim mefhumu ortadan kalkabilir. Şöyle ki; kanaryanın bulunduğu ortam sıcaklığı, 5C ile 15C arasında ise gelişimini sağlar. 15C ile 20C arasında kanarya eşe gelir, kızışır ve yumurtlar. 20C üzerinde ise yavrular sağlıklı bir şekilde gelişimlerini sağlar.
Bahar zamanı gün ışığı 10 ile 12 saat arasındadır. Yavru çıktığı zaman gün ışığı 12 ile 16 saat olması yavruların daha uzun bir zaman dilimi içinde beslenmesi demektir ki buda yavruların daha çabuk gelişmesini sağlayacaktır. Bahar zamanı kuşların bulunduğu yerler havalandırılmalı, bahar kokusu içeri girmelidir. Kuşlar bahar havası teneffüs ettiğinde daha neşeli olurlar, erkeklerin ötüşleri kuvvetlenir.
Şayet bu yukarıda bahsedilen ısı, ışık ve havayı biz odamızda yaratabilirsek kanaryaları bahar gelmeden bile eşe atabiliriz. ISI için en güzel ayarlı yağlı radyatörler kullanılabilir. Oda sıcaklığı termometre ile kontrol edilebilir. Normal ısıda bulunan odayı, her hafta sıcaklığını 2C arttırmak suretiyle yukarıdaki ısı derecelerine göre kuşlar eşe getirilip yavru alınabilir. IŞIK içinde gün ışığı veren Flüoresant lambalar kullanılır. Lambada Timer (zamanlayıcı) ile kontrol edilerek her hafta ısı ile orantılı olarak birer saat arttırmak suretiyle denge sağlanır. BAHAR HAVASI içinde pilli spreyler kullanılabilir. Spreyler çam kokusu, bahar kokusu ve başka değişik güzel koku verenler olabilir. Bu ortamları yarattıktan sonra artık iş kanaryalara kalıyor, sağlıklı iseler üremeler başlar, yavrular sıhhatli bir şekilde gelişirler.
4. Birbirlerini Tanıma Ve Eşe Atma:
Kızışan erkek ötmeye başladığında, ayrı bir yerde bulunan kızgın dişilerde bu ötüşe kayıtsız kalmazlar. Erkek ve dişi kafesleri yan yana getirilir. Daha sağlıklısı ortadan tel ile bölünmüş çift hanelerde erkek ve dişi ayrı gözlerde tutulur. Erkek ve dişi burada birbirlerini görürler. Erkek daha hareketli ötmeye, dişide bu ötüşlere kayıtsız kalmaz ve davetkâr sesler çıkartmaya başlar. Artık bir sorun yoktur, aradaki bölme kaldırılır kuşlar bir araya bırakılır.
5. Yuva Konması:
Kanaryalar biraraya konduktan 3 – 5 gün sonra yuva ilaçlanıp konur. Erkek ve dişi merakla yuvayı incelerler, daha sonra erkek yuvaya girip oturur, dişiyi yuvaya davet eder. Dişide yuvayı yapmak için malzeme arar. Ben yuva için en uygun malzeme olarak keten çuvallarını kesip vermekteyim. Bir sorun olmadığını gözlemledim. Soğuk havada yuva içine keçe konabilir. Havalar ısındığı zaman keçeyi almak lazımdır. Çünkü sıcak hem anayı, hemde yavruları rahatsız eder. Keten çuvalları ile örülen yuva iş görür.
6. Yumurtlama:
Kanarya 4 ile 6 arası yumurta yapar. Genel olarak 4 yumurta yapması normaldir. Yumurtlayacak kanaryanın kalsiyuma ihtiyacı vardır. Mürekkep balığı kemiği vermeyi unutmayınız. Yumurtalar mavi-gri üstü siyah noktalı olur. Beyaz yumurtlayanlar da olur.
Erkek ile eşlenen dişi 5 ile 10 gün arasında yumurtlamaya başlar. Yumurtlama sabah olur. Yumurtlayacak kanarya rahatsız edilmemeli, ele alınıp kontrol edilmemelidir. Yumurta içinde kırılabilir, yumurta içinde yer değiştirebilir. (ters dönebilir) Yumurtanın kolay çıkmasına yardımcı olmak için, bu aralar marul verilmesi faydalı olur.
7. Dişinin Yuvada Yatması:
Kanarya ilk yumurtayı yaptığında belki ilk gün yatmaz. Her gün sıra ile birer yumurta yapar. Genelde üçüncü yumurtadan sonra yuvada yatmaya başlar. Böylece yavruların çıkışı arasında bir gün fark olur. Bu farkta önemli değildir. Aralarında 4 veya 5 gün fark olsaydı, ilk çıkan yavru ile 4 gün sonra çıkan yavru arasındaki bu fark son çıkan yavrunun ezilmesine, beslenememesine sebep olacağından ölümüne yola açar.
Dişi kanarya kuluçkada yattığı zaman içinde, rahatsız edilmemelidir. İyi bir erkek kanarya dişiyi yuvada besler. İlk ağızda kanaryanın yumurtaya yatmasının üçüncü yumurtadan sonra olduğunu belirtmiştim. İkinci, üçüncü ve dördüncü ağızlarda ise dişi kanarya ilk yumurtayı yapar yapmaz yuvada yatmağa başlar. Yavrular arasında gün farkı olmaması için 1 , 2 ve 3 yumurtalar yuvadan alınır , yerine sahte yumurtalar konulur. 4 yumurtayı yaptığı zaman sahte yumurtalar alınır, kendi yumurtaları konup yavruların hepsinin ayni günde çıkması sağlanır.
8.Yavruların Çıkması:
Yumurtadan yavrular 13 günde çıkar. Sıcak havada 12 günde, soğuk havada 14 – 15 günde de çıkabilir. Çıkan yavruları anne ve baba beraber besler. Bu arada hazırlanan mama günde 2 veya 3 kerede verilmelidir. Mama olarak dükkânlarda hazır mamalar vardır, bu mama kaynamış yumurta ile karıştırılıp verilebilir. Benim verdiğim mama bebe bisküvisi ile kaynamış yumurtanın karışımıdır. Yavru zamanı marul yaprağı ve havuç vermek lazımdır. İlk yavrular yuvadan çıktıktan sonra, yuvayı alıp ilaçlamalı veya yeni yuva konmalıdır.
Anne ikinci posta yumurtlamaya başladığı zaman, yavrulara baba bakar. Şayet yavrular yatan anneyi rahatsız edip yumurtalara zarar verdiği gözlenirse, baba ile yavrular başka kafese alınmalıdır. Yavruların yem ve mama yedikleri görüldüğünde baba tekrar annenin yanına bırakılmalıdır.
9. Yavruların Gözlenmesi:
Anne ve babadan ayrılan yavrular ilk önce yemi, mamayı ve suyu rahatça bulabildikleri kafeslere veya küçük salmalara konur. Fazla enerji harcamadan gelişmeleri sağlanır, daha sonra büyük salmalara konabilir. Yavrular 45 günlük olduklarında erkekleri ders yapmaya başlarlar. Bu arada kümeste iyi öten bir kanarya varsa, yavrular onun ötmesini dinler ve onun gibi ötmeye çalışarak, ötme yeteneklerini geliştirirler. Yavrulara bant dinletmek suretiyle daha değişik ve güzel ötüş yetenekleri kazandırılabilir. Yavru kanaryaların erkeklerini ayrı olarak ötüş kafeslerine konursa, ötüşleri kısa zamanda gelişir. Yavruların Tüneğe İlk Çıkışları
YAVRULARDA CİNSİYET BELİRLEME YÖNTEMLERİ
1- Yavrular üç günlük olduktan sonra erkek yavruların göbeklerinin yanından aşağı doğru iki damar iner ve bu damar anüsün önünde V şeklini alır. Dişi yavrularda bu iki damar görülmez.
2- Beş günden sekizinci güne kadar, aynı yuva kardeşlerini bir havlunun üzerine aynı yarış atları gibi yan yana dizin. En uzağa sıçrayanlar erkeklerdir.
3- Yavruları bileziklerken bazı yavruların orta parmağının diğer ikisinden çok daha uzun olduğunu fark edersiniz. Hatta bu yavruları bileziklemek uzun orta parmak sebebiyle zordur. Bunlar erkeklerdir. Dişi yavruların orta parmakları diğer iki parmakla hemen hemen aynı boydadır ve daha kolay bilezik takılır.
4- Yavrular tüylenmeden önce yuvadaki yavruların kafalarına bakın. Kafatasının üstü düz olanlar erkek, daha dışbükey olanlar dişidir.
5- Altı yada yedinci günde yavrular gözlerini açmaya başladığında ve yetişkin olana kadarki sürede, erkeklerin gözleri gaga ile hemen hemen aynı hizadadır. Dişilerin gözleri ise yuvarlak kafa yapısından dolayı gaganın daha üzerindedir.
6- Yavrular anneleri tarafından yuvada beslenirken gözleyin. En uzun şekilde ayağa kalkanlar, beslenilmek için en fazla bağıranlar erkeklerdir. Dişi yavrular kısa bacaklarından dolayı o kadar yükselemezler. Daha az beslendikleri için de daha küçük kalırlar.
7- Yirmisekiz-otuz günlük erkek yavrulardan bazıları gırtlaklarını şişirip kaba ders yapmaya başlarlar.
8- Yaklaşık beş aylık olduklarında erkekler daha parlak ve derin renklere sahiptir. Aynı durumu gösteren bazı dişiler de vardır. Lekeli kuşlarda, erkeklerin özellikle kafasının etrafındaki lekeler daha keskin ve derindir. Sarı dişilerde kafanın üst ortası oldukça soluktur.
9- Yavrular altı aylık olduklarında dahi erkeklerin arasında dişiler kalmış olabilir. Dişiler yapılarındaki farklılıktan dolayı tünekte çöküp oturacaklardır. Hatta ders yapan erkeklerle kavga ederek sorun çıkartacaktır. Dişi üreme pozisyonunda değildir ve anlam veremediği bu saçma şarkıya tahammül edemez.
10- Bütün bu yukarıdaki metodlar işe yaramadıysa son ve kesin bir yol vardır. Yumurtlayan kuşunuz kesinlikle dişidir.
Dr.Selçuk Erdem Bey'e teşekkürler
Hazırlayan: Adnan Tepe
YAVRULARI ANNE BESLEMEZSE
Ne gibi bir nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın anneleri yavrularını beslemezse, sütanne bir dişi kanarya da temin edilememişse bu yavrular ölüme terkedilmemelidir. Onların bütün bakımlarını, temizliklerinden beslenmelerine ve özerkliklerini kazanmalarına değin yetiştiricileri üstlenmelidir. Yalnızca yetiştiricisinin elinde büyümeye bırakılan yavrular, anneleri tarafından beslenenlere oranla daha yavaş büyür ve kendi başlarına yeterli olabilmek için daha uzun bir zamana gereksinme duyarlar. Hatta biraz daha zayıf, çelimsiz ve güçsüz görünebilirler. Ancak daha sonra tıpkı diğerleri gibi dinçliklerini ve sağlıklı yapılarını tam olarak kazanabilirler. Önemli olan bu yavruların yetiştiricileri elinde doğru bir biçimde besleyip bakılmalarıdır.
1. Hafta: Özellikle 1. hafta süresince en az beslenme kadar önemli bir sorun: Yavruların ısınma gereksinimidir. Onlara annenin sıcaklığına yakın bir ısı sağlamak zorunluluğu vardır. Bu da kafesin üzerine asılan bir ampul ile temin edilebilir. Beslenmeye gelince ilk günler bebeklere verilen mamalardan yararlanılabilir. Ama birinci haftanın temel besini, toz haline getirilmiş galeta ununun katı pişirilmiş yumurta sarısına karıştırılmasıyla hazırlana pelte olmalıdır.
Yavrulara mamanın yedirilişi son derece önemlidir. En pratik yöntem, yukarıda tanımlanan karışıma yağı alınmış inek sütü katılmasıyla elde edilen krema kıvamındaki mamanın bir şırınga aracılığıyla yavruların boğazına akıtılmasıdır. Bu olanak yoksa, bir ağaç çubuğunun ucu yontularak düz bir kaşık biçimi verilip yavruların beslenmesinde kullanılabilir.
Yavrular yem yemeye her an hazırdır. Kafesin biraz sallanması, yuvalarına küçük bir fiske vurulması veya gagalarına dokunulması bir uyarıcı olarak gagalarının olabildiğince açılmasına neden olur Bu açılma anından yararlanıp gaga içlerine birer parça mama bırakılması, biraz beceri gerektiren fakat fazla da zor olmayan bir iştir. Bu işlem 4-5 kez tekrarlandı mı yavruların bir öğünü tamamlanmış sayılır.
Ancak yavrular aldıkları besini çok çabuk sindirirler. Kursaklarının boşalmasından bu kolayca anlaşılır. Bu nedenle besleme işlemi saat başı tekrarlanmalıdır. Her öğünde verilecek mamanın taze taze hazırlanması ve hafif ılık olarak verilmesi yerinde olur. Bayat ve soğuk mama yavrunun sindirim sistemini bozar. Hattâ ölümüne dahi neden olur.
2. Hafta: Bu hafta başından itibaren yavruların mamasına ilâve edilen süt yavaş yavaş kesilerek yerine su katılmaya başlanır. Ayrıca bu mamaya 1 çimdik kadar haşhaş tohumu ilâve edilir. Her öğünde verilen mama oranı artırılarak öğünler arasındaki süre, 1,5 saate çıkarılır.
3. Hafta: Yavruların mamasına katılan katı pişmiş yumurta artık beyazı ile birlikte karıştırılır. Ayrıca içine 1 çay kaşığı haşhaş tohumu, 1 çay kaşığı haşlanmış şalgam tohumu, dövülerek ezilmiş kenevir ve beyaz darı, 1 dilim haşlanmış elma veya şekerpancarı katılır. Öğünler arasındaki süre 2 saate çıkarılır.
4. Hafta: Dördüncü hafta içinde öğünler arasındaki süre 3 saate çıkarılır. Yavrular yine elde beslendiği halde ayrıca mamalıklar içine sürekli yedikleri hazır mama ve ayrıca haşlanmış şalgam tohumu konularak kafese bırakılır. Yavrular gelişimleri oranında mamalıkların başına gelerek bu yemleri yeme çabası içine girerler. Başlangıçta yalnızca gagalarlar ama giderek yemesini de öğrenirler. Ancak bu mamaların bozulmalarına imkân tanınmadan tazesi ile değiştirilmesi son derece önemlidir.
5. Hafta ve Sonrası: Dördüncü haftanın son günlerinde yavrular dikkatle gözlenir. Eğer kaplara konulan mama ve yemi bitiriyorlarsa artık serbest beslenmeye geçebilirler. Yok eğer gagalamaktan öteye gitmiyor ve kaplardaki yem ve mamayı bitiremiyorlarsa bu gelişimi tamamlayıncaya değin elden beslemeyi sürdürmek gerekir. Kendi başlarına yemlenmeyi öğrenen yavruların bulunduğu küçük kafesin kapısına, içinde çeşitli yemler bulunan bir salma yanaştırılır. Yavrular kendiliklerinden bu salmaya geçeceklerdir. Bundan sonra yavrular bir ay süreyle aşağıdaki gibi beslenir:
1. Yem kabına Haşhaş tohumu
2. Yem kabına Haşlanmış şalgam tohumu
3. Yem kabına Ezilmiş kenevir tohumu
4. Yem kabına Ezilmiş akdarı Mamalıklara 3. hafta verilen mama konulur.
Bu bir aylık bşslenme düzeninin sonunda 1. ve ikinci yem kaplarındaki tohumlar yavaş yavaş karıştırılarak verilirken aynı şekilde 3. ve 4. kaplardaki ezilmiş tohumlar da karıştırılmaya başlanır. Böylece yavrular kajma yeme geçmeye hazırlanır. Daha sonra yavruları yem kırmaya alıştırmak amacıyla ayrı bir kapta ezilmemiş tohumlar bırakılmaya başlanır. Bu dönemde salmada kuş kumu bulunması daha büyük önem taşır. Yavrular yem kırmaya başladıklarında giderek ezilmiş tohumlar kaldırılır. Tere, ıspanak, roka, pazı, lahana, kıvırcık salata, marul, hıyar kabuğu gibi yeşillikler az az ve taze olarak verilir. Kesinlikle ıslak, bayat, çürümüş yeşillik verilmemelidir.
Beslenmelerinden başka yavruların temizliğine tam bir özen gösterilmeli, salmalarda taban kumu eksik edilmemelidir. Ayrıca her sabah banyolukları ılık su konularak kafese bırakılmalı, öğleden sonra ise kaldırılmalıdır.
Kaynak : Tuncel Altınköprü